8.12.2019

çok güzel bir yıl değildi ne yazık ki

Zeytin toplamak bir terapi gibi. Hafif bir rüzgar, rahatsız etmeyen bir güneş, kuş sesleri derken tek tek elle zeytinleri toplarken saatler hatta koskoca beş gün geçiyor. Kah hayatımı düşünüyorum kah hiçbir şey düşünmeden tepedeki dallara uzanmaya çalışıyorum. İlerideki tepenin ardında bir kanalizasyon çalışması var, neler olduğunu göremesek de sesi yeterince geliyor. Şu güzel ortamı bozmayalım bari fonda hilti sesi yerine müzik olsun diyoruz. Herkese tavsiye edeceğim İş Sanat'ın çalma listelerinden birini açıyorum ve bingo...

Frank Sinatra şarkılarını meşhur olmuş iki üç tanesi dışında bilmem açıkçası. Sesi güzel tamam da temsil ettiği şeylere benim dünyamda pek yer yok. Neyse bir anda şu şarkı başlıyor ve ben hasatın geri kalanında yılların muhasebesini yapmaya başlıyorum. Taşradaki 17 yaşım da şehirdeki 25 yaşım da "very good" diyebileceğim yıllar değildi. İlki zaten kazanılamamış bir üniversite sınavı macerasıyla heba olmuşken ikincisinde yine parfüm kokulu saçlarla tanışma şansına erişebilmiştim. 35 yaşım bu ikisinden de iyiydi ne yalan söyleyeyim. Bugüne kadar başıma gelmiş en iyi şey olan kadınla evliydim sonuçta; her ne kadar mavi kan ve limuzin göremesem de... "Peki sen üç paragrafa ayır deseler ne derdim?" Bir kere 15 yaşımı koymam lazım ilk paragrafa, sonuçta bir kızı gördüğümde nabzımın yükseldiği, dilim döndükçe meramımı anlatabildiğim yıl oydu. Kurulan arkadaşlıkların temelinin de o yaşa gittiğini görüyorum şimdi düşününce. İkinci paragrafa 20 yaşı koymak lazım, dedim ya parfüm kokulu saçlarla tanışma, şimdi hayali bile kurulamayacak Asmalımescit'in tenha sokak araları. Öte yandan büyük şehre gelmiş olma, büyüme çabaları da cabası. Üçüncü paragraf ise hiç şüphesiz 31 yaşa ait. Olgunlaşma bir yandan, delice aşık olma bir diğer yandan. Tek başıma dünyanın bir ucuna gidip kendime bazı şeyleri ispat ettiğim yaş da bu yaş. Acaba sonbahara giriyor muyum ben de şarkının sonundaki gibi? Sonuçta kırktan gün almadım mı?

Bir yandan zeytin rekortemiz için de harika bir yıl. Sofralık kurulan kilolarca zeytinin dışında (üç evin yıllık zeytin ihtiyacını fazla fazla karşılayacak miktar) iki yüz kilograma yakın bir ürün var elimizde. En genci 10 en yaşlısı 14 yaşındaki 14 ağaç için bir rekor bu. Bu durumda istikamet yağ sıkımı... Hiç soğuk sıkım bir yağ tesisi gördünüz mü bilmiyorum ama süreç özet olarak şöyle işliyor. O son aşamada kendi yağınızın kazana aktığını görmek gözyaşartıcı.

Fakat kötü bir haber var. Eğer bizim gibi romantik takılıp zeytin toplama işini bir haftaya yayarsanız zeytinler bekledikçe küfleniyor ve yağın kalitesi düşüyor. O sebeple tek tek elle toplama dönemi sanırım sona erdi. Bakalım seneye neler yapacağız?

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Ceren ben.
Babanın zeytinleri....
Ah Hirondelle ah..
Zeytin toplarken hayatın çetelesini tutmak..
Adam tutun (ben gelirim mesela) elle ama hızlı toplamak için? Terapi diye satarız bak terapist tescilli ;)