24.02.2011

yolun açık olsun

Turne bitti nihayet. 800 kilometre yol yapıp 4 uçak 2 de feribot seferini de bonus olarak kullanıp soluklanmaya başladım. Bugün son durak Bursaydı ve ben eski bir dostu görebildim bir saatliğine de olsa.

Benim gıptayla baktığım seyahatleri ve de işleri yaptıktan sonra şimdi de hayal edemediğim bir adımı atıp yeni bir ülkede/şehirde bir hayata başlıyor Flo'suyla. Her şeyin onun istediği gibi olmasını dileyerek yolun açık olsun diyorum Ceren...

18.02.2011

turnemiz başlamıştır

7 iş gününü altısını başka başka şehirlerde geçireceğim turne nedeniyle buralara uğramam zor görünüyor. İlk durak Düzce oldu. Düzce'nin en güzel yanı İstanbul'a dönüşte Meşhur Köfteci Mustafa'da ıslama köfte yemek olmalı.

15.02.2011

herkes bir yerlerde

Yeni moda galiba etrafımdaki insanların bir anda yurtdışına firar etmesi. Kimisi Hariri'yi anıyor kimisi moda haftası takip ediyor kimisi de "çantasız Londra'yı nasıl gezerim" denemesi yapıyor. Bana düşense günü birlik iş seyahatleriyle yorgun argın eve dönmek. İtirazım var!

13.02.2011

kah bira kah viski

- İçindeki boşluğu nasıl doldurmayı planlıyorsun?
- İçkiyle
- Daha önce nasıl dolduruyordun?
- Boşluk mu vardı daha önce?

Kazan'da son Bomontileri içmeden önce.

11.02.2011

gmt

Saat dilimlerini aşarak yolculuk yapmak enteresan, en fazla 5 dilim aştım ben; daha fazla aşanlar da varmış. Jetlag olabiliyor insan, o zaman da melatonin giriyor devreye. Yoksa gittiğin yerde düdük gibi dolaşmak pek de keyifli olmasa gerek.

Ben burada akşam yemeği yerken birileri kahvaltıya başkaları da öğle yemeğine hazırlanıyor olacak. Ne yaparsın dünya hali... De o zaman dilimleriyle ilgin yoksa sallamıyorsun o hali. Ne zaman ki aklın başka saat diliminde oluyor başlıyor kafandaki saat de işlemeye. Çıkartıyorsun topluyorsun "kim şu an nerede ne yapıyor?"u bulmaya çalışıyorsun. Keyifli bir oyun sayılabilir ucunda özlem yoksa.

Önümüzdeki dört gün en popüler aritmetik işlem toplama/çıkarma, kritik sayı da 7 olacak. Hadi hayırlısı.

10.02.2011

ben bugün bakan gördüm

Güya sağlığı korumak için çabalayan bir hükümetin aslında memleketi glikoz şurubuna boğmak istediğini nedense bilmiyormuş gibi yapan üyeleri olduğunu gördüm. Sağlık hizmetlerine ulaşımı kolaylaştırdığını iddia edenlerin mahkeme kararlarına "hatalı" dediğini, hastaları da zaten pek de eldeki malzemeleri kullanmadığını söyleyerek azarladıklarını da gördüm. Bol bol kafa tokuşturan, emme basma tulumba gibi her söyleneni onaylayan bürokrat da gördüm.

Sonra Kabataş'a yürüdüm, soğuktu. İlk kez çınarların çevrelediği o caddeyi yürüyüşüm aklıma geldi 15 yıl önce. Tepedeki, ucundan azıcık anısı olan binaları seçmeye çalıştım, sonra kötü bir sandviç yedim, metroya binip işe döndüm.

Bir buçuk saat sonra eve gidiyorum...

9.02.2011

sergi sergi gezelim bilgimize bilgi ekleyelim

Yok ne yazık ki ölmedim; kısmet. Cumartesi hastalığımın son demlerine ve kalabalığa rağmen önce Rus köylülerinin Çarlık rejimi altında inim inim inlemesini anlatan depresif tablolar sonra da Meksikalı bir kadın ve kocasının hezeyanlarını anlatan eserlerle pek bir entel oldum. Üstüne de bahsi geçen tek kaşlı kadının (bizim bir din hocası vardı Tekkaş namlı, o geldi aklıma) hayatını anlatan filmi izledim. Güzeldi hepsi vesselam.

Ertesi gün ise şömine karşısında şarap içip, caz dinlerken orkinos yiyerek geçti. Pek sofistike zevklerim var. Buradan emeği ve katkısı olan herkeslere teşekkürler...

Ha noldu gene işteyiz. Akşamları da 22 demeden sızıyorum bütün gün toplantı vs derken. Dinleneyim biraz keza çılgın partili bir haftasonu bekliyor beni.

4.02.2011

ağlarım ben halime

Pazardan beri sinüzitle boğuşup dururken dün iş nedeniyle yediğim yemek ülserimi azdırdı; ne zamandır olmuyordu. Hastayken daha güçsüz hissedip daha alıngan oluyorum, evde yatmak yerine çalışmak da cabası...

Geberip gitsem arkamdan yas tutan olur mu acaba?

2.02.2011

neye niyet neye kısmet

She & Him - Don't Look Back from Merge Records on Vimeo.


Geçen sene Mariza'yı tek başına havaalanında salınırken görünce bir dahaki gelişinde canlı kanlı izlemek için uğraşacağımı söylemiştim. O söylüyor bu akşam ben gene göremiyorum. Ama She&Him ile tanıştım; hiç yoktan iyidir...

1.02.2011

biutiful

İstanbul'da yaşayıp Boğaz'ı görmeyen insanlar varsa Barcelona'da yaşayıp Sagrada Familia'nın en fazla silüetine bakabilen insanlar da var doğal olarak. Bu insanlar hayata tutunmaya çalışıyor. Çeşitli yollardan kazandıkları üç beş kuruşla çocuklarının mutlu olmasını ya da en azından doğumgünlerinde kar görmesini sağlamaya çalışıyor. Kimisi o şehirde doğmuşken kimisi dünyanın bir ucundan bin umutla geliyor. Ve hepsi bir şekilde ölüyor. Ölüm işte onlar için beyaz ve huzurlu bir an sağlıyor.