31.12.2016

2016 biterken

Bir süredir tek dileğim gelen yıldan daha iyi geçmesi oluyor yeni bir yıla girerken ama nasıl oluyorsa her yeni yıl da bir öncekini aratıyor. Kişisel olarak daha berbat yıllarım da olmuştur ama böylesine toplumsal ve de dünyasal daha beter bir yıl görmedim ve umarım da bir daha görmem...

25.12.2016

krakow çevresi

 Krakow şehir olarak güzel olduğu kadar çevresi de ilgi çekici. İlk görülesi yer yüzlerce yıl boyunca Krakow'un zenginliğinin kaynağı olmuş ve şimdi de bir turistik cazibe merkezine dönmüş olan Wieliczka Tuz Madeni. Bireysel gezi mümkün olmadığından gider gitmez hemen yarım saatte bir düzenlenen ve katılmcı sayısı limitli olan turlardan en yakın zamandaki için biletlerinizi alın (misal biz yarım saat beklemiştik). Rehberli turların da fiyatları Polonya geneline göre biraz yüksek ama kesinlikle değiyor (ecnebi biletlerinin Leh vatandaşı biletlerine göre %50'ye yakın pahalı olduğunu da söyleyeyim). Bol bol merdiven inip çıkıp, koridorlardan geçerek yaklaşık 2 saatlik turda artık kullanılmayan tuz madenin duvarlarına nasıl tablolar işlendiğini (özellikle St King şapeli), nasıl heykeller yontulduğunu hayranlıkla izlemeniz garanti. Ulaşımı ise çok basit: merkez tren istasyonundan yarım saatte bir kalkan trene atlayıp son durak olan Wieliczka Rynek Kopalnia istasyonunda inmeniz yeterli.




Krakow yakınlarında bulunan ve ziyaretçi akınına uğrayan bir başka yer ise Auschwitz toplama kampı. Nazi ölüm makinasının bu en acımasız örneğini görmek insanlığın ne dip noktalar yapabileceğine şahit olmak açısından önemli. Görecekleriniz ise dehşet verici olacak, buna kendinizi hazırlayıp gittiğinizden emin olun.

Öncelikle bir müzeye dönüştürülen Auschwitz ve hemen yakınındaki Birkenau kamplarına ulaşmak da kolay değil. Toplu taşımayla 70 kilometer uzaklıktaki Oswiecim kasabasına ulaşmak uzun ve zahmetli. Buna karşılık çoğu tur ise sizi müze yönetiminin düzenlediği rehberli turlara sizi katıyor. Kampa girişler ücretsiz olsa da rehberli turlar ücretli ve saat 10-15 arası sadece rehberli tura izin veriliyor. Okuduklarımdan ve gördüklerimden çıkardığım kadarıyla tek başına gezmek daha iyi çünkü gruplar çok kalabalık ve bazı küöük mekanlarda o kadar insanla beraber durmak insana fazlasıyla sıkıntı verebiliyor. Ve en önemlisi göreceklerinizi hazmetmek hiç de kolay değil, o sebeple kendi hızınızda gezmek bence en iyisi...

Nitekim meşhur "Arbeit Macht Frei" yazısının altından geçtikten sonra her biri başka bir sergiye dönüştürülmüş barakalarda kampta günlük yaşama, belgelere, öldürülenlerden kalanlara bakakalıyorsunuz. Birkenau'dan ise geriye pek bir şey kalmamış zaten...

22.12.2016

4.12.2016

krakow

Varşova ne kadar yeniyse Krakow o kadar eski, Varşova ne kadar soğuksa Krakow o kadar sıcak. Bunda en büyük etken uzun süre Polonya Krallığı'nın başkenti olması ve de Nazi işgalinde yıkılmadan kalması. Eski Şehrin merkezini oluşturan meydanı, 1241 Tatar istilasını haber verirken öldürülen borazancının anısına her saat başı fotoğrafta da görülen kuleden borazan çalınan St Mary Kilisesi, eski kumaş çarşısı ve etrafındaki binalar tüm seyahat boyunca olduğu gibi yine benim "eski zamanlara ilgi düğme"me basılmasını sağlıyor. Hemen meydanın altında yer alan ve gayet güzel filmler ve canlandırmalarla Krakow tarihini anlatan Rynek Yeraltı Müzesi de beklentileri fazlasıyla karşılıyor.

Meydandan kuzeye gidince hemen karşımıza Barbican ve eski şehir kapısı çıkarken  güneye gidince Vistül'e hakim Wawel Kalesi hemen kendine doğru çekiyor. İçerisinde birçok müze ve kilise olan Wawel'de tek girdiğimiz müze Nazi yağması sonrası evine dönebilen Da Vinci'nin Gelincikli Kadın tablosu oluyor. Eh ne de olsa Krakow'da karşınıza bir Da Vinci tablosu çıkmasıın beklemiyorsunuz...

Güneye doğru yürüyüşünüze devam ettiğinizde de eski Yahudi mahallesi Kazimierz'e geliyorsunuz, ki en gelinesi zaman cuma ve cumartesi akşamları. Nitekim bizim kaldığımız ev de burada ve biz pazar sabahı kahvaltı yaparken Leh gençleri bol alkollü bir akşam sonrası evlerine daha yeni gidiyorlardı. Kazimierz'den devam edip Vistül'ü geçince Krakow gettosuna ulaşmış oluyorsunuz. Şu fotoğrafın çekildiği meydanda şu an sadece sandalyeler var gidenlerin anısına, getto ise küçücük bir duvar parçasından ibaret kalmış. Zaten bir avuç Yahudi dışında eski sakinlerinden de kimse kalmamış...

Biz gitmedik ama olur sa siz şehrin doğu mahallelerine giderseniz bu sefer de Stalin'in çelik üretim projesi Nowa Huta'ya ulaşmış olursunuz. Lenin Çelikhanesi'nin çevresinde şekillenen işçi şehri şüphesiz ki Sovyetlerin yıkılması sonucu tamamen değişmiş, örneğin Lenin heykelinin bulunduğu meydanın adı  Ronald Reagan Meydanı artık...