22.01.2017

polonya: yiyelim içelim



Denizden uzaklaşınca otomatikman deniz mahsülleri yemeklerden çıkıp yerine daha çok hamur işi, et ve sebze giriyor. Polonya mutfağında bol bol çorba var: nitekim ilk fotoğraftaki zurek (yumurta+mantar+sosisli ekşi çavdar çorbası) en meşhurlarından. Yine tüm ülke mutfaklarında kendine bir şekilde yer bulan mantı benzeri hamur işi de burada pierogi olarak vücut buluyor, hem tatlı hem tuzlu çeşitleriyle. Polonya mutfağı demişken "bar mleczny" olgusundan da bahsetmek lazım. Özellikle komünizm döneminde ucuza yemek yeme mekanları olan "süt barları" son yıllarda tekrar moda olup doğal olarak biraz da turistikleşmiş. Sıraya girmeden duvardaki menüden ne yiyeceğinizi belirleyip (ki genelde İngilizce menü pek yok) kasadaki aksi ve kısa saçlı teyzeye siparişinizi veriyorsunuz. Ödemeyi yapıp siparişinizin yazılı olduğu küçük kağıdı bir sonraki pencereye uzatıp yemeğinizi alıyorsunuz. Daha sonra kendinize bir yer bulup, kalkarken de tepsinizi yine bir pencereden teslim ediyorsunuz. Yemekler genelde güzel ve evet fiyatlar çok ucuz. Yine Nazi işgaline kadar Avrupa'nın önemli Yahudi merkezlerinden olan Krakow'da klezmer dinleyip geleneksel Yahudi yemekleri yiyebileceğiniz yerler mevcut.



Polonya'da hamur işleri güzel demiştik. Mesela tüm dünyada tanınan bagelin çıkış kaynağı Krakow Yahudi cemaati. Sokaklarda pretzel satan tezgahlara da rastlanıyor. Benim hastası olduğum bir yemek ise zapiekanka oldu. Metrelik ekmeğin üzerine peynir ve tercihe göre başka malzemeleri de fırına atınca ortaya tam bir sarhoş yiyeceği çıkıyor. Nitekim cuma ve cumartesi geceleri Krakow'un Kazimierz semtindeki Plac Nowy'deki namlı zapiekanka tezgahlarının önünde upuzun sıraları görmek mümkün.



Polonya'da bira bol ve ucuz. Nitekim 2016 Bira Endeksi'ne göre Avrupa'daki en ucuz 3. bira şehri Krakow. Biradan daha sert bir şey içmek isteyenlere de geniş bir votka menüsü sunuyorlar. Hediyelik getirmek isteyenlere de şişesindeki bizon resmiyle üne kavuşmuş "zubrowka"yı öneririm. Alkolsüz içecek peşinde olanlara da özellikle bar mlecznylerde bol bol kompot olduğunu hatırlatayım, ama tıpkı Rusya'daki gibi bizim kompostoya göre çok az şekerli.

8.01.2017

baltık: yiyelim içelim

Baltık seyahatindeki herhalde en güzel şeylerden birisi de deniz mahsülüne (özellikle de somona) doymaktı. Yanında da mantar, patates, lahana veya pancar olmazsa olmazı. Ayrıca av hayvanlarına da menülerde sık sık denk geliyorsunuz, ilgililere duyurulur. Helsinki'de Kappeli'de kahvaltıda somon çorbası içmek mümkün. Şehirde ucuza yemek yemenin bir başka yolu da pazar meydanındaki tezgahlardan balığınızı almak. Helsinki'deki tüm restoran ve kafelerin güzel yanı ise tezgahta beleş su servisi olması. Diğer üç ülkede ise ortaçağ temalı restoranlar sık sık karşınıza çıkıyor. Fazla turistik olduğundan bulaşmadık ama ucundan görmek için Tallinn ana meydanındaki III Draakon'a bakabilirsiniz. Nitekim Vilnius'taki Lokys ise aynı yemekleri daha ucuza ve bir restoran ortamında sunduğundan şiddetle önerilir.

Bizim gibi yazın giderseniz pazarlarda çeşit çeşit orman meyvelerinin satıldığını göreceksiniz, ama her birinin kiloyla değil de litre olarak satılmasına da şaşıracaksınız. Bu meyvelerle yapılmış envai çeşit tatlı ise bulmuşken denenmesi gerekenlerden. Tatlı demişken Rus etkisiyle "bilini"lere de rastlamak mümkün: misal Tallinn'deki Kompressor'a bir uğrayın derim. Trakai'ye gitmişken de Karay Türkleri'nin milli yemeği "kıbın"ı yemeyeni dövüyorlardır muhtemelen.









Baltık seyahatinin bir başka güzelliği ise bol bol bira içebilmek. Nitekim birçok restoran kendi birasını yapmakta. Mesela Tallinn'deki Beerhouse ve Hell Hunt olsun, Riga'daki Alus Seta veya Vilnius'taki Snekutis olsun hem çeşit çeşit biraları hem de biranın yanına getirdikleri yemekleriyle hala burnumda tütüyor. Yine Rus etkisiyle alkolsüz bira kvas da sık bulabileceğiniz bir içecek. Gitmişken oranın geleneksel içkisi nedir deneyeyim diyorsanız benim gibi, Estonya'da Vana Tallinn, Letonya'da da Black Balsam tam size göre. Son bir not: Finlandiya'nın kişi başı kahve tüketiminde dünya birincisi olduğunu biliyor muydunuz?