30.03.2013

gönül isterdi ki istifa dilekçesini yola düşmek için vereyim

Evet, nerde kalmıştık? En son ayın ilk gününde önce evlilik için gün almış, o gazla da şirkettekilere posta koymuştum. 19 gün aralıksız çalışıp nihayet kanepede devrilecek fırsat bulmuşken yazayım istedim: takvimler 21 Mart'ı gösterir, cemreler düşer, bahar gelir, barış istemeyeni döverlerken ben de sabahın köründe yemedim içmedim genel müdürün kapısında pusuya yatıp "Ada, ben ayrılmak istiyorum" dedim. Dolmasından kafasını kaldırdı, yüzü kızardı, "başka birisi mi var?" diye sordu. Elbette vardı. "Sen patronla konuşana kadar iki teklif aldım" dedim. Sonrası klasik "yolun açık olsun ama gidişin acıtmadı ki" konuşmaları... "Çok uzatmayın Tekirdağ yolu uzun" dedim ve peynir tatlısı yemeye gittim. O nasıl bir güzelliktir değil mi?

5,5 yıl bir yerde çalışınca -ki ömrün onda biri eder neredeyse- ayrılmak zor gelir diye düşünüyordum, ama o kadar bıkmışım ki şu uzatma günleri bir an önce geçsin diye bekliyorum. Tek üzüldüğüm konu uzun hatta upuzun bir seyahate çıkma projesi gene rafa kalktı.

4.03.2013

01.03.2013

O gün dünyanın bir başka yerinde bir başka biri önce karısı ve çocuklarını öldürüp sonra da aynı hesaplaşmayı işyerine taşımış olabilir, bilemiyorum. Bense o güzel ve güneşli cuma sabahı beş vesikalık fotoğrafım, nüfus cüzdanım, sağlık raporum ve müstakbel zevcemle birlikte bizden önce yirmi iki çiftin geçtiği koridordan ve kapılardan geçip vereceğimiz partiye nikah memurunu da çağırdık velakin kendisinin işi olduğundan ancak benim doğumgünümde kendi mekanında görüşebileceğimizi söyledi. Hayatımla ilgili bir dönüm noktasının tarihini belirlemiş ve randevu kağıdını çantama atarak ikinci hedef olan işyerine doğru yol almaktaydım.

Önce insan kaynakları müdiresini sonra da genel müdürü sıkıştırıp "ilişkimiz nereye gidiyor?" konuşması yaptım. Her ikisi de sorunun patronda olduğunda hemfikirdi.

Şimdi hayalim haziran ayının bir gününde Ermenistan-İran sınırını işsiz ama evli biri olarak geçebilmek.