31.12.2012

2012'yi bitirirken

Yuvadan kopacak kadar büyümemişken yılbaşlarını çekirdek aile bir arada kutlardık. Kutlama da yemek+muhabbet+müzikten oluşurdu. Ben de arada televizyonda senenin değerlendirmesini yapan programları izlerdim. Sonuçta büyüdük, çekirdek aileden eksikler verdik, herkesin ayrı kutladığı yılbaşılar oldu ve ben sene değerlendirmelerini izlemeyi bıraktım.

Bugün yine bir çekirdek aile buluşması oluyor. Geri dönüp bakıldığında güzel bir şekilde hatırlanacak anılar bunlar. 2012 beter bir yıl oldu. Kriz gelip biizm evi de vurdu, insanoğlunun ne kadar berbat bir yaratık olduğu bizzat yaşanarak hatırlanıldı. Bir cenaze bir de şahitlik yapılan nikah oldu yoklamada evet denilen.

Siz nasıl yaşadınız bilemem ama 2012'den daha kötü seneler de yaşadım ama daha iyileri de elbette oldu. 2013 2012'den iyi olsun yeter.

29.12.2012

lao: bitirirken


Bazen dış dünyadan uzak kalmanın, izole olmanın iyi bi şey olduğunu düşünüyorum. Özellikle de Lao'nun kendini soyutlamış halini ve insanlardaki sakinliği, fakirliğe rağmen mutlu oluşlarını gördükten sonra fikrim pekişti. Sadece Budizmle açıklanamayacak bir ruh hali içeriisndeydiler. Ayrıca doğanın da bakir kalmasını sağlamış. Tamam tüm bunları sadece sosyalizme de bağlamayacağım. Belki de benimki burnu havada bir batılı yaklaşımı.

Hep söyledim: ölmeden görmek istediğim iki ülkeden birisiydi Lao ve ben gördüm. Hatta çok beğendim. Çocuklarına hayran oldum. Herkese de gitmesini şiddetle öneririm. Burma'nın günümüzdeki hali benim iki sene önce gördüğüm halinden farklı diye okuyor/duyuyorum. Benzer durum Lao için de geçerli. Hızlı bir büyüme halindeki Çin'e kereste ve elektrik lazım ve Lao bakir ormanları ve engin Mekong'uyla bunları sağlıyor. Velhasıl  kelam "bin fil ülkesi için" değişim kapıda. Umarım Lao halkı için en hayırlısı olur, çıkarların dibine kibrit suyu!

26.12.2012

bitmeyen sene

Parkın içinden geçerken lambaların aydınlattığı yolun bomboş olduğunu fark ediyoruz; keza etrafta da kimsecikler yok. Bir cumartesi günü 17.30 itibariyle imkansız görünen bir şey bu ama olmuş, o zaman tadını çıkarmak lazım. Tek duyduğumuz kayıkların halatlarından gelen gıcırdamalar. O günün güzel geçtiğini, yarını da güzel geçirmek gerektiğini düşünürken sonrasının gene pazartesi olduğu, uyandığımda havanın leş gibi karanlık olacağı, ben ayılmaya çalışırken mahallenin üç imamından birinin bet sesiyle güne 2-0 yenik başlamama sebep olacağını hatırlıyorum.

"Bugün de ne çabuk karardı be hava, tıpkı perşembe günkü gibi. Sene de bitemedi zaten...". Okkalı bir küfür sallıyorum havada asılı kalsın diye ama o da gidip çimlere oturuyor. Bir şey de tam olsa şaşarım zaten.

15.12.2012

lao: içelim



Lao'nun dünya yemek kültürüne hediye ettiği iki adet ürün var: ilki benim de merakımı cezbeden milli bira Beerlao, ikincisi ise dünyanın en ucuz alkollü içkisi olan milli içki lao lao. İlkinden başlayacak olursak bu lager bende hayalkırıklığı yaşattı ve Tayland'a dönüp Singha içeceğim günlerin hayalini kurdum. İkincisi ise daha çetrefilli bir konu. Biranın şişesi yaklaşık 1 dolar olunca Lao halkı daha ucuz bir seçenek olan ev yapımı pirinç viskisi lao laoyu tercih ediyor-ki 1 litrelik bir şişenin de ederi 1 dolar ve dolayısıyla dünya üzerinde bulup bulabileceğiniz en ucuz alkol ödülü otomatikman Laolu kardeşlerimize gidiyor. Eğer sokaklarda ve pazarlarda satılan etiketsiz lao laoları güvenilir bulmazsanız yukarıda görebileceğiniz milli çiçek champa etiketli şişe 1,25 dolarlık fiyatıyla hem akşamları odanızda iyi bir yarenlik hem de eve götürülecek güzel bir anı olma özelliğini taşıyor. Yüksek alkollü ve hafif ekşi lao laoyla envai çeşit kokteyl de bulunabilir barlarda. Yine fotoğrafta görüldüğü üzere lao lao şişelerine envai çeşit hayvan cinsel gücü artırması amacıyla dolduruluyor. Denemek isteyene sözümüz yok.

Bununla birlikte tadı berbat olan Namkhong bir başka yerel bira. Ayrıca Fransızların bölgeye getirdiği kahve aromasıyla beğenimizi kazandı. Ah bir de yanına ekleyecek süt bulabilseydik...

11.12.2012

lao: yiyelim








Lao yemekleri şüphesiz ki ülkenin fakirliğini de yansıtıyor. Sepette sofraya gelen yapışkan pirinç-sticky rice- ülkenin ana besin kaynağı. Bununla birlikte noodle çorbaları, muz yaprağında pişen yemekleri, bambu çorbaları, acılı papaya salataları, Mekong balıkları, ateşte pişen etleriyle Güneydoğu Asya mutfağının karakteristiğini yansıtıyor elbette. Fransız döneminden kalan baget ekmekleri ve cafeleri de Batı tarzı yemek arayanların her zaman için imdadına yetişiyor. Hindistan cevizi sütünden yapılmış tatlıları ve de egzotik meyveleri de şeker ihtiyacı için birebir.

Luang Prabang'a yolunuz düşerse mutlaka Tamarind'de yemek yiyin. Onun dışında sokak yemekleri ve de mütevazi lokantalar her zaman size harika yemekler sunacak, hiç kuşkunuz olmasın.

9.12.2012

5

Beş sene önce de böyle kapalı ve sıkıcı bir pazar günüydü. İlk aklıma gelen bu oluyor artık. Gerisi yavaş yavaş silikleşen anılar. Unutmamak için belirli aralıklarla hatırlamak lazım aslında-yılda bir değil. Yoksa o gün yağan yağmur, bir gün önce oynanan maç, okuduğum kitap, şırıngadaki süt beyazı sıvı, cihazların periyodik sesi, başucunda durduğum yatak, eve döndüğümüzde bizi kapıda karşılayan koca kurbağa yok olup gidecek. Halbuki ben ölene kadar yaşaması gerekiyor benimle, yoksa eksik biri olurmuşum gibi geliyor.

Bir yandan da beş yıl içerisinde çok değiştiğimin farkındayım. Olayları karşılama şekli, tepkiler, sorumluluk almalar değişiyor. Buna büyümek deniliyor, olgunlaşmak, yaşlanmak, ölüme bir adım daha yaklaşmak. Ne de olsa her erkeğin ölümü babasının ölümüyle başlıyor...

1.12.2012

bangkok'a dönüş

Chiang Mai'dan Bangkok'a dönüş seçeneği bol: biz otobüsü tercih ettik ve gayet de iyi yapmışız. Gayet rahat koltukları olan otobüsün konforu da boldu. Düşünün ki kocaman bir plazma ekran vardı. Muavinimiz de gayet sevimli bir kardeşimizdi. Bu sayede fosur fosur uyuyarak Bangkok'a döndük sabahın köründe. Bangkok trafiği ise çoktan başlamıştı...