15.06.2011

bir parça lübnan


Sıkıntıdan bunalmış, vizeler kalkmış, Pegasus Beyrut'a uçmaya başlamış ve herkes de o diyarlara gitmişken bizim neyimiz eksik olabilir? Olmadı nitekim ve 4 günlüğüne Beyrut'u, birazcık da çevresini gezdik/tozduk. 15 yıl iç savaş, Suriye ve İsrail işgalleri, Hariri suikasti derken yine tekinsiz sanıyor insanlar oraları. Baştan söyleyeyim insanları gayet saygılı, etraf gayet güvenli.

Para sistemi de pek güzel. Ülkede hem Lübnan lirası hem Amerikan doları geçerli. İkisi arasında sabit bir kur var; 1 dolar=1500 lira. Yani bir yerde 10 000 lira hesap ödüyorsanız Türkçesi 10 TL oluyor. Kredi kartı da her yerde geçiyor.

Ülkede 2 resmi dil var: Arapça ve Fransızca. Fakat gençler ikincisiyle pek alakadar değil. İngilizce bulan birileri de elbet bulunuyor. İnsanlar nazik olsa da hep bir tedirginlik hissediliyor. Yıllar süren iç savaştan başka bir umudumuz da olamaz değil mi? Görünmez sınırlar hp kendini hissettiriyor. 18 ayrı mezhep ve din var ülkede ama devlet iki kişinin değil ayrı din ayrı mezhepten bile olsa evlenmesine izin vermiyor. Doğup büyünülen semtten pek kolay başka yerde yaşanmıyor.

Lübnan siyaseti de mezhep ve din dengesinin bir timsali. Parlamentoda Hristiyan ve Müslümanlar eşit sandalyeye sahip. Cumhurbaşkanı Maruni Hristiyan, Başbakan Sünni Müslüman, Parlemento Başkanı Şii Müslüman olmak zorunda örneğin...

İşte bu şartlar altında uçağımız Refik Hariri Havaalanı'na indi. Güzel pasaport görevlisi pasaportumda İsrail vizesi olmadığından emin olunca damgayı bastı boş sayfaya. Nemli ama güzel bir Akdeniz havası karşıladı bizi.

2 yorum:

Trofolo dedi ki...

Beyrut atesini harlamissin :) gitmek elzemden de öte

hirondelle dedi ki...

hemen git derim. dur yeni yazılarla ateşi harlayayım iyice :)