10.11.2011

dubrovnik


Otogarda oda kiralayan bir sürü insan turistlere en azından ellerindeki fotoğrafları ve haritaları göstererek ikna etmeye çalışıyor. Balkanların en pahalı ülkesi Hırvatistan, Hırvatistan'ın da en pahalı şehri Dubrovnik. Ülkenin para birimi Kuna. Bir Euronun ederi 7,2 Kuna idi.

Bir abi Lapad tarafında odası olduğunu, istersek gösterebileceğini söylüyor. Minibüsüne atlayıp tepelere tırmanıyoruz. Yer çok sapa, eski şehir tarafında kalmak daha mantıklı geliyor; sırtımızda çantalar merdivenlerden Lapad'ın merkezine iniyoruz. Evlerin ve otellerin bulunduğu yeşillik bir bölge burası. Marmaris'i hatırlatıyor sanki. Bir otobüsle eski şehre varıyoruz. Hatunun aklına kısa süre önce Dubrovnik'te tatil yapan ve kaldığı yerden memnun olan arkadaşı geliyor. Ve evet; şehre yürüyerek üç dakika uzakta, kale manzaralı, eski bir binanın en üst katındayız.

Dubrovnik'i Dubrovnik yapan Stari Grad, yani ortaçağda donup kalmış surlarla çevrili eski şehir. Pile Kapısı'ndan girince sizi Onofrio Çeşmesi karşılıyor. El kadar yerde manastır ve müzeler var ama pek parlak olmadığını duyduğumuzdan itibar etmedik. Sokaklarda aylak aylak dolaştık, Slavların heryerde çiçek yetiştirme çabasına imrendik, akşamüstü de iki kilometre uzunluğundaki surlara çıkıp şehri tepeden turladık. Eylül ortası olmasına rağmen şehir kalabalıktı; temmuz ve ağustosu düşünemiyorum.

Oralara kadar gitmişken Adriyatik'in de tadını çıkarttık elbette. Siftahı Edie abinin çıkmaz sokaklar, demir kapılar, tarihi duvarlar aşarak bize gösterdiği; kısa saçlı, yaşlı ve iri teyzelerin piknik yaptığı kalenin hemen dibinden yaptık. Şehirden tekneyle on beş dakikada ulaşılan ve üzerinde bina olmayan yeşil ada Lokrum'un kayalıklarında devam edip Lapad halk plajında bitirdik.

Yemek deniz mahsülü ağırlıklı. Fiyatlar yüksek olsa da porsiyonlar büyük, dolayısıyla buradaki küçük porsiyonlar sonrası kendimizi kalamara, midyeye, istiridyeye, risottoya verdik doyasıya. Hemen iki yer önereyim: Meydandaki Kamenice ve limandaki Lokanda Peskarija. Ayrıca "pekara"larda harika unlu mamüller bulunuyor. Şehirdeki dondurmaların da güzel olduğunu unutmamak lazım.

Şehirde bol bol Türk turiste, Türkçe menüye rastlamaya da hazır olun.

Yıllar yıllar önce tepeden şöyle bir baktığımız Dubrovnik'i nihayet gördüm. Kuzey Adriyatik'i sonraya bırakıp esas hedefe, Kotor'a doğru yola devam ettik.

Hiç yorum yok: