28.11.2012

chiang mai

Geçenlerde okuduğum bir yazıda 90ların başında manitasıyla Güneydoğu Asya'yı turlayan bir abi bu sene aynı bölgeyi zamanının manitası şimdinin eşi ve kızıyla gezdiğini, birçok şeyin nasıl değiştiğini anlatıyordu. Değişmeyen tek şey ise Chiang Mai'daki trafik, egzoz kokusu ve var olmayan kaldırımlara park eden arabalar diyordu; hakikaten de büyük umutlarla gittiğim şehirde gördüğüm bu oldu.

Chiang Mai dediğin yer ortada surlarla çevrili bir kare ve etrafında çirkin binalar. Esas buraya gelme sebebi trekking gibi doğa aktivitesi insanların ama o işler de bizim kalemimiz olmayınca elde kaldı hüsran. Yine de şehre yaklaşık 20 km uzaklıktaki kutsal tapınak Doi Suthet'e çıktık. Tabi önce oraya giden minibüsleri bulmak (kuzey kapısının yanından kalkıyor) ve dolması için beklemek zorunda kaldık. Zaten Chiang Mai'da ulaşım songthaew denilen arkasında 8 kişinin oturduğu kırmızı pikaplarla gerçekleşiyor. Siz elinizi kaldırıp bir tanesini durduruyor ve sonra gitmek istediğiniz yeri söylüyorsunuz, şöför abinin söylediği fiyat size uygunsa (şehir merkezi için 20 Baht) arkaya atlayıp ineceğiniz yerde de tepenizdeki düğmeye basıyorsunuz. Sonra da parayı verip yolunuza devam ediyorsunuz. Neyse; Doi Suthet bol ışıltılı bir Budist tapınağı. Tayland'ın en yüksek dağının yamacında olduğundan da altınızda yemyeşil ova uzanıyor. Bu noktaya kadar gelmişken hemen aşağı inmeyip bir songthaewe atlayıp botanik parkına çıkmanızı öneririm. Kraliyetin kışlık sarayının bahçesi gerçekten harika. Oradan çıkıp aşağı doğru yürürken sağolsun mühendis "geek" bir arkadaşımız bizi şehre kadar attı.

Chiang Mai esas pazarlarıyla ünlü. Her akşam kurulanı benim için o kadar ilgi çekici olmasa da yemeğinden takısına, giysisinden müzik aletlerine envai çeşit şey satılan "cumartesi" ve "pazar" pazarları görülmeyi hakediyor. Özellikle pazar günleri surların içine kurulanından özellikle bahsetmem lazım çünkü yol kenarlarında yer alan büyük tapınak ve manastırların bahçeleri de esnafa açılıyor ve siz gayet ucuza aldığınız yemekleri bir Budist tapınağının bahçesindeki kocaman ağaçların altında yiyebiliyorsunuz. Bu esnada içeride devam eden ayinde okunan dualar da fon müziğini oluşturuyor. Ve evet doğru bildiniz: kimse kimseye karışmıyor.

Chiang Mai, Kuzey Tayland'da yer alan etnik grupların birleşim noktası olduğundan yemek konusunda da oldukça fazla çeşit sunuyor; zaten şehrin yemek kursları da meşhur. Bu arada ülkeden kaçan birçok Burmalı'ya da evsahipliği yaptığından Burma yemeği de deneme şansınız var. Şehrin gece hayatı da özellikle ekspatlar sayesinde gelişmiş.

Son bir not da kaldığımız yer için olsun: gayet ucuza oldukça güzel ve merkeze yakın bir yerde kaldık, ayrıca mekanın sahibesi de oldukça ilgiliydi konuklarıyla. Buyrun bu da linki, yarın öbür gün yolunuz düşer belki: http://www.topgarden-chiangmai.com/     



2 yorum:

cgl dedi ki...

barış bey pis değil mi oralar, konserve mi götürüyorsunuz yanınızda?

hirondelle dedi ki...

sizin gibi dünyayı gezmiş birine yakıştıramadım bu soruyu