BAYRAKLARA VE DOGMALARA İNANMAYAN BİR DENİZCİ, CORTO MALTESE
Corto Maltese: Masalda
yaşamak güzel olurdu.
Altın Dudak: Tabii.
Ama sen zaten sürekli bir masalda yaşıyor ve farkına varmıyorsun. Bir yetişkin
masal dünyasına adım attığında artık oradan çıkamaz bunu bilmiyor muydun?
2011 yılının Ağustos ayında bir iş için yolum Paris’e
düştüğünde üzüldüğüm tek şey Pinacothèque’de yer alan “Hugo Pratt’ın Hayali
Yolculuğu” sergisini kıl payı kaçırmış olmamdı. Mekanın kaldığım otele yakın
olmasını fırsat bilip, her sabah erkenden kalkıp yollara düşmeden önce arkasına
Venedik’in silüetini almış olan Hugo Pratt’ın en bilinen karakteri Corto
Maltese ile bakışıyorduk karşılıklı. (afiş için: http://www.google.com.tr/imgres?imgurl=http://masmoulin.blog.lemonde.fr/files/2011/03/affiche.1300675710.jpg&imgrefurl=http://masmoulin.blog.lemonde.fr/2011/03/24/hugo-pratt-remplace-%25C2%25AB-au-pied-leve-%25C2%25BB-les-mayas-a-la-pinacotheque/&h=408&w=538&sz=107&tbnid=dBR95szjWl-eTM:&tbnh=90&tbnw=119&zoom=1&usg=__8C_wH5gFk_St-EO5NgQqPMMlxIs=&docid=Sj8Sa8UBONmkjM&sa=X&ei=G9PrUZ7RC42u4QSeyoFI&ved=0CE4Q9QEwBw&dur=80#imgdii=dBR95szjWl-eTM%3A%3B323eqMzsKf_l1M%3BdBR95szjWl-eTM%3A)
Corto Maltese, hayatı bir roman olan Hugo Pratt’ın çizgi
roman olarak vücut bulmuş hali ve hatta biraz önden gidiyor olsa da
otobiyografisi. Ortada fiziksel bir benzerlik de vardır, nitekim Umberto
Eco’nun kızı Hugo Pratt ile tanıştıktan sonra Pratt’ın Corto Maltese olduğunu
fısıldar babasının kulağına. Her ikisinin de baba tarafında İngiliz kanı
vardır; Pratt Venedik’te doğup babasının işi nedeniyle Habeşistan’a gider ve
İkinci Dünya Savaşı sonrası soluğu Arjantin’de alır. Venedik’in kendisini
tembelleştirdiğini söyleyen Corto ise Malta’da doğar ve küçük yaşta tek başına yollara
düşer; elbette ki durakları arasında Habeşistan ve Arjantin de vardır.
Hem kendi yaşadıkları hem de tarih merakı Hugo Pratt’ın böylesine ölümsüz bir karakteri ortaya çıkarmasında şüphesiz büyük rol oynadı. Yoksa Beyaz Ordu mensubuyken Moğolistan’da bağımsızlığını ilan eden Alman general Roman von Ungern-Sternberg ya da Somali’de bir tarikat yönetimi kurup 20 yıl boyunca İngiliz ve İtalyanlara karşı savaşan Deli Molla lakaplı Seyyid Muhammed Abdullah Hasan gibi bilinen tarihin hep arka sayfalarında kalmış karakterlerin bir şekilde Corto Maltese maceralarında boy göstermesi asla mümkün olmazdı. Nitekim “Semerkant’taki Altın Yaldızlı Ev” macerasında bu toprakların tarihine de el atar Pratt: İttihatçiler, Ermeni tehciri, Mevleviler, Yezidiler ve ölüme atını süren Enver Paşa…
Dünya’nın Corto Maltese ile tanışması 1967 yılını buluyor.
Daha önce dünyanın çeşitli köşelerinde farklı mecmualarda eserleri yayınlanan
Hugo Pratt Sgt.
Kirk isimli derginin oluşumunda yer alır ve ilk sayıda da Corto
Maltese’nin “Una ballata del mare
salato” isimli hikayesine yer verir. Mekan Pasifik Okyanusu zaman Birinci Dünya
Savaşı’nın hemen öncesidir. İkinci hikaye içinse aradan üç yıl geçmesi
gereklidir: Fransız Pif Gadget dergisinde dört yıl boyunca kısa hikayeleri
çıkar kahramanımızın, Birinci Dünya Savaşı yıllarında kah Brezilya açıklarında
yelken açar kah Dublin sokaklarında IRA militanlarıyla karşılaşır. 1974-1989
tarihleri arasında yedi uzun hikayesi daha yayınlanır Corto’nun Sibirya’dan
Buenos Aires’e geniş bir coğrafyada geçen. Daha sonra kahramanımız İspanya İç
Savaşı esnasında kaybolur, bunu da Pratt “Çöl Akrebi” serisinde başka bir
karakterine söyletir. Onunla ilgili son aldığımız haber ise 16.6.1965 tarihli
bir mektuptur; Şili’de gözünün feri kaçmış bir şekilde, tek başına, yüzü denize
dönük oturduğunu öğreniriz.
Peki kimdir bu Corto Maltese? 10 Temmuz 1887 La Valetta
doğumlu, Cordoba’nın Yahudi mahallesinde büyümüş, babasından dolayı İngiliz
vatandaşı, anne tarafından İspanyol çingenesi kanı taşıyan, ikameti Antigua'da,
evi Hong Kong'da romantik, bireyci, sarkastik bir kahraman. Ne bir dini vardır
ne milliyeti. Kendi donanmasının kaptanıdır söylediği gibi. 10 yaşında
usturayla elinde bir kader çizgisi oluşturmuş, Jack London’dan John Reed’e, Kızıl Baron’dan Enver Paşa’ya bir çok tarihi karakterle yolu
kesişen bir maceraperesttir. En sevdiği kitap bir türlü bitiremediği Thomas
Moore’un Ütopyasıdır. Dediğimiz gibi Corto Maltese zaten hep bir yolculuk halindedir
çünkü olduğu yerde bir türlü mutlu değildir. Yeni bir hikayeye atılmak için
bahanesi hazırdır; genelde para için yapsa bile ganimeti annesine göndererek
bahanesini yok etmek istemez belki de. Kafasında her daim kaptan şapkası,
ağzının bir kenarında sigarası…
Corto Maltese’nin bu topraklara ulaşması ise nispeten
yenidir. Dost Kitabevi 1999-2004 yılları arasında 10 adet Corto Maltese
hikayesi yayınlar; daha önce bahsedilen kısa hikayeler de birleştirilmiş
ciltler halinde piyasaya sunulmuştur. Yine de iki hikaye nedendir bilinmez
çevrilmez Türkçe’ye; buna karşılık 2000 yılında ilk Corto Maltese macerasının
Hugo Pratt tarafından romanlaştırılmış halini yayınlamayı unutmaz. 2012 başında
ikinci bir Corto Maltese seferi yaşanır NTV Yayınları tarafından. Her iki
yayınevinden çıkan hikayelerde bir çok farklılık göze çarpıyor: Mesela Dost’tan
çıkan hikayeler büyük boy, ikinci hamur kağıda basılı ve siyah beyazken NTV’den
çıkanlar küçük boy, kuşe kağıda basılı ve renkli. Bu da Hugo Pratt’ın çini
mürekkebi desenlerine alışmış bizlere biraz garip geliyor. Bununla birlikte NTV’den
çıkan hikayelerin çevirisi (Alev Er tarafından yapılmış) daha derli toplu ve
doğal olarak farklılıklar içeriyor. Mesela Corto’nun Vodoo büyücüsü arkadaşının
adı bir tarafta Altın Dudak diğer tarafta Parlak Dudak (orijinali Bocca
Dorata). Önemli bir farklılık da ilk Corto Maltese macerası olan “Una ballata
del mare salato” çevirisinde: Bir Tuz Denizi Şarkısı’na (Dost) karşılık Tuzlu
Denize Balad (NTV). Ayrıca Dost Kitabevi’nden çıkan “Oğlak Burcu Altında”
bugüne kadar NTV Yayınları’ndan altı ayrı hikaye olarak çıktı. Bizim için en
değerli olansa Dost’un yayınlamadığı hikayelerden birisi olan “Gençlik
Yılları”nın artık Türkçe’de yer alıyor olması. Dost Kitabevi’nden çıkan serinin
en önemli özelliği ise haritalar, karakter ve yazar hakkında ek bilgiler, ön
yazılar (bir tanesi Umberto Eco imzalı mesela) içeriyor olması.
Hugo Pratt Corto Maltese’nin kayboluşunu şöyle açıklar: "Hızla dijitalleşen her şeyin birbirine bağlandığı bir
dünyada Corto Maltese gibi bir bireyin yeri yoktur." Akla ister istemez
Corto Maltese’nin 1905 Rus-Japon Savaşı esnasında arkadaş olduğu Jack London’un
Martin Eden için “Martin Eden için neden biraz üzülmeyeyim? Martin Eden bendim.
Martin Eden bir bireyci idi, bense bir sosyalist. İşte bu nedenden ben yaşamaya
devam ediyorum ve işte bu nedenden Martin Eden öldü.” demesi geliyor.
Evet Corto Maltese artık yok, evet
hikayeleri artık renkli ve evet dünyada bırakın Corto Maltese gibi bireylere,
külliyen bireylere yer yok.
- Ya sen Corto, ne
yapacaksın?
- Ben de gidiyorum,
öylesine, gitmiş olmak için...