Bir süredir canım hiçbir şey yapmak istemiyor. O bir sürenin başlangıcı nedir ne zamandır onu da hatırlamıyorum. Böyle bir atalet, bir sıkkınlık. Eskiden olsa derdim ki "çok çalışıyorum, çok yoruluyorum, hep stres hep koşturma sebep belli" ama yok öyle bir şey.
Belki de sebebi gün geçtikçe bir hapishaneye dönüşen ülkede yaşamaya/yaşamak zorunda olmaya çalışmaktır. Her tarafından vasatlık akan memlekette abuk subuk insanların bol bol konuşmasını duymaktır. Tanıdıklar, eş dost yurtdışına kapağı atabilirken son fırsatları da bilmeden değerlendirmemektir ya da.
Belki de sebebi dibimizdeki savaşın artık ortasında kalmaya başlamamızdır. Kim bilir gün gelecek hayatta kalmaya çabalamak olacak en büyük derdimiz.
Belki de gayet aşikar olan ekonomik krizi yakından yaşıyor olmamdır sebep. Maaşımı bir ay gecikmeyle almak, hanımın yıllardır dışarıdan iş yapabiliyor olması, kardeşime gelen para akışının zart diye durması, topu topu üç beş şeye para verdiğim için onların fiyatlarındaki artışları yakından takip edebilmemdir.
Belki de yaşlanmaya başladığımı hissetmemdir. İki aydır ağrıyan omzum, zaman ilerledikçe bazı hislerin/imkanların geride kalmaya başladığını fark etmemdir. Ya da etrafımdaki insanları kaybedebilme ihtimalinin her geçen gün yaklaştığı gerçeğinin birden aklıma gelivermesidir.
Belki de şımarmış olmamdır sebep. Bol bol kitap okuyup oyun oynamak falan gözümü/zihnimi yormuştur,biraz ara versem yenilenmiş gibi mi olurum acaba?
Belki de hep ev hep İstanbul sıkmıştır da yazın iki haftalık bir tatil patlatsam kendime gelir miyim acaba?
Ya da belki de tek sebep toprağa düşen cemredir, birden kaldırımda karşıma çıkan sapsarı açmış mimozadır.