Ülke için berbat dünya için pek de matah olmayan bu yıl ilginçtir ki benim için hiç de fena geçmedi. Önce yılın başında tüm birikimlerimizle hayalimizdeki gibi bir ev alabildik, her ne kadar içinde oturmak mümkün olmasa da bu da bir başlangıçtı. Sonra nisanda bir haftası Bangkok'ta bir haftası adalarda olmak üzere leziz mi leziz Tayland tatili yaptık; pandemiden beri hissettiğimiz o sıkışıklık hissini atmak için iyi bir şanstı. Sonra büyük çileler sonunda hanımın emekli maaşı bağlandı, ben de ecnebilerin "once in a life time" diye tabir ettikleri bir iş fırsatını değerlendirdim. Ha bir de o günlerde hanımın ilk kitabı da basıldı. Ama hepsinden önemlisi bizim ve sevdiklerimizin sağlığı yerindeydi ve sevgimiz de azalmadan devam ediyordu.
2024'ten umutluyum açıkçası. Çünkü 366 gün var senede, bu da olimpiyat yılı demek. 1992 yılından beri düşünmesi mutluluk veren bir ayrıntı bu. Tüm bu yukarıda saydıklarıma zarar vermeden geçmesi bile benim için kafi olur...