Bu Tuna'nın üzerinden yürüyerek ikinci geçişim. İlki yaklaşık 10 yıl önce Budapeşte'de olmuştu. Bu sefer de Novi Sad'dayım. Hava nisan için çok fazla sıcak. İstanbul'da erguvanlar açmışken Belgrad'da kestaneler bile açmış. Yeşim sıcağa dayanamıyor ve Petrovaradin tarafında tek başıma ayak basıyorum onu Duravski Parkı'na bırakıp. Köprünün ortalarına yaklaştıkça harika bir serinlik çıkıyor ve karşı taraftan mis gibi bir mor salkım kokusu sarıyor. Nitekim kokunun kaynağını karşı kıyıya geçince görüyorum. Şöyle bir iki dakika Habsburgvari binalara bakıp geri dönüyorum çok geç olmadan. Tam köprüye adım atınca bir uğurböceği konuyor üstüme, birlikte Novi Sad tarafına geri dönüyoruz ve eşlikçim kıyıya geçtiğimizi hissetmiş gibi kanatlanıp uçuyor. Bu bir işaret olmalı...
3 yorum:
Kısacık zamana neler de sığdırmışsın, kısacık paragrafta ne güzel anltmışsın....
Temmuz ayında Budapeşte'de idik. Okuyunca yazdıklarını içim ısındı, hissettim. Sevgilerimle.
Budapeşte çok daha güzel bir şehir :) Sevgiler bizden
Yorum Gönder