5.08.2010

post dünya kupası sendromu ya da neredeyim ben?

Bir ay olmuş Dünya Kupası biteli, o kadar güzeldi ki hala organizasyon dışındaki bir maçı seyretmek zul geliyor. Her ne kadar ilk maçlar çok sıkıcı olsa, bizleri hayalkırıklığına uğratsa, kimisinin karşısında uyutsa ve vuvuzela sesi kafamızı tıraşlasa da sonrasında bir açıldı pir açıldı; işten kaçıp maç seyretmelerim daha da keyifli hale geldi. Bir Uruguay olsun Şili olsun Japonya olsun izlemekten mutlu oldum, harika maçlar ve goller izledim. Kısacası o 1 aylık futbol şöleni harika bir tad bıraktı ağzımda, tüm hikayeleriyle birlikte. Ne de olsa köye dört yılda bir geliyor sirk; ne kadar güzel olursa da o kadar unutulmaz olur. Yine de final maçının olduğu gün gördüm ki en güzel sürprizini sona saklamış 2010 Dünya Kupası...

Bu yazıyı yazdım ki yarın öbür gün "vay efendim entel kuntel mi oldun da maç seyretmiyorsun?" "sen nasıl bidon/televizyon kafasın?" şeklinde sorularla kapım çalınmasın. Yoğun ve ihtiraslı bir ilişkiden çıktım abiler ablalar; yeni bir ilişkiye hazır hissedene kadar yok futbol falan.

2 yorum:

Esin dedi ki...

nasil entel demiyelim sana? burjuva seni! Gecenlerde halay cekiyorum diye, asagilayaci bir sekilde bakan sen degil miydin?

hirondelle dedi ki...

ben bu sıcakta ne halayı diyordum.