15.10.2010

burma: inle gölü yolu

Jodi bana Bagan-Inle Gölü arasında yapacağım 12 saatlik otobüs yolculuğunun hayatımda yapabileceğim en zorlu yolculuklardan birisi olacağını söylediğinde bunun Kanada'nın konforuna alışmış bir kızın yaptığı yorum olarak değerlendirmiş fakat bir yandan da 2 yıldır yollarda olan birisinin yapmış olduğu bu uyarıyı göz ardı etmemeye karar vermiştim. Nitekim sabahın üçünde kargalar bile uyurken uzaktan otobüsü (aslında minibüs demek daha doğru olacak) gördüğümde vazgeçmeyi bile düşündüm ne yalan söyleyeyim.

Tek başıma sığamayacağım bir alanda iki kişi oturmak zorunda kaldığım, yer olmadığı için çantamı ayağımın altına koyduğum ve bileti satanların keleğine gelip pencere kenarına sıkıştığım 12 saatlik bir yolculuk... Bir gün önceden aldığım haberler de canımı sıkmış olduğundan sıfır uykuyla geçirdiğim gecenin ardından neyse ki yolun ilk 3-4 saatini uyuyarak geçirebildim. Sonra birden kıçımda, arkada oturan Fransız hatunun ayaklarını hissettim ve doğal olarak uyandım. Bir anda Virginie Ledoyen'e benzeyen yol arkadaşımızla The Beach filminin Burma versiyonunun nasıl çekilebileceğini düşünürken o uyku sersemliğiyle, yanında oturanın Guillaume Canet kadar mülayim ve sempatik biri değil de kick boks arenasından fırlamış bir siyahi arkadaşımız olduğunu fark ettim. Bu durumda en güzeli uyumaya devam etmek...

Yol boyunca manzara çok güzeldi. Bir aşaamdan sonra dağlara tırmanmaya başladık ve bitki örtüsü tropik ağaçlardan çam ağaçlarına ve şarap bağlarına döndü. Elbette tek şeritli olduğundan ve bölge sebze yetiştirilen bir alan olduğundan bilimum kamyona yol vere vere hatta bazı yerlerde yol bozuk olduğundan otobüsten ine bine bu berbat yolculuğu tamamladık. Otobüs bizi yol üzerinde bıraktıktan sonra 6 ecnebi bir pik up'a doluşup yarım saatlik bir yolculuk sonrası göl kıyısına ulaştığımızda Jodi'ye selamlarımı yolluyordum...

1 yorum:

itidal dedi ki...

ama okuyorum ben...