İyi kötü kafa yoruyorum dünyada neler oluyor vs diye ve şüphesiz ki iyi şeyler olmadığı kesin. Kesin olan şey birileri yönetiyor birileri de yönetiliyor; bu durumu sadece ülkeler bazında da almamak lazım. Dünyanın yaşanabilir bir yer olması için yönetilenlerin uyanıp kafasını kaldırması gerekiyor. Ben kişisel olarak ABD'nin Irak'a demokrasi (!) getirdiği dönemde yaşadığım çaresizliği hiç bir zaman yaşamadım. O kadar aşikardı ki oynanan oyun, yine de elini kolunu sallayarak uygulayabildi yönetenler kafalarındakini. Ve dünyada bir haltın değişmeyeceğine dair umutsuzluk o günden beri var içimde. Zaten daa önce de yazdım bir yerlere, yarın öbür gün hayatımdan esinlenip bir roman falan yazarsam ilk satırlar Irak'ın işgalinin başlamasını, Ankara'ya giden bir otobüste, bozkırı izlerken Banu Güven'în sesinden dinleyişime dair olacak. O an hayatım da bir dönemeçten geçti bence...
Wikileaks'in yaptığı da çok önemli bence (sadece bu sızdırmadan bahsetmiyorum elbet, bir bütün olarak) ama bu haberleri öğrenenlerin kılını kıpırdatacağına dair zerre umudum da yok. Bir yandan da sırf kişisel meraktan Bangkok ve Yangon büyükelçiliğinden gelecek sızdırmaları bekliyorum.
Neyse. Konuyla ilgili Guardian'ın editöryal yazısının Türkçesini paylaşıp abuk subuk işlerle vakit kaybetmeye devam edeyim:http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&ArticleID=1030751&Date=27.04.2010&CategoryID=132
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder