23.11.2011

kotor


Her seyahatin bir hedefi vardır: Geçen sene Bagan bir önceki sene Angkor Wat... Yolculuğun gayesidir. Bu sene o gaye Kotordu. Geçen sene duydum Kotor'u. Ortaçağdaki halini koruyan, daha turist akınına uğramamış, bir fiyordun içinde gizli, dağların eteğinde, tepesinde bir kalesi olan bu Karadağ şehrini...

Karadağ Avrupa'nın görece yeni ülkelerinden; Sırbistan'dan ayrılalı daha dün gibi. Tarihsel olarak kendilerini Sırp yerine Bizanslı olarak tanımlamayı daha çok tercih ediyorlar. Yugoslavya döneminde ikinci planda kalmış cumhuriyetlerden. Ülke fakir, resmi para birimi Euro. Hem harika bir Adriyatik kıyısına hem de ormanlık dağlara sahipler. Daha çok duyuracak Karadağ adını ileride.

Şehrin 70lerde kalmış köhne otogarını inince gene oda kiralamak isteyenler sarıyor çevreyi. Bir teyze otogarla eski şehir arasında odası olduğunu-üç dakika yürüme mesafesi- istersek gelip görebileceğimizi söylüyor. Şehrin anayolunun kenarında, Tito dönemi apartmanının ikinci katına çıkıyoruz. Ev topu topu iki oda; yatak odalarını turizm sezonunda kiralayıp salon niyetine kullandıkları odada yaşayan yaşlı bir çiftin evindeyiz. Teyzenin kocası fanilasıyla oturmuş, bulmaca çözüyor; bizi görünce de gözlüklerinin üzerinden selam veriyor. Her şeye rağmen tertemiz ve balkonu çiçek dolu. Pazarlık yapmadan iki geceliğine tutuyoruz odayı. Böylece teyzenin bir günlüğüne otogara gitmesine de gerek kalmayacak.

Teyzenin yaptığı sert Türk kahvesini içip şehre doğru yola çıkıyoruz. Dubrovnik'in daha küçük, daha bakımsız ve daha az kalabalık hali burası. Ve daha ucuzu.

Şehrin içi yarım saatte dolaşılıyor. Kiliselerin çanları çaldığında -özellikle de pazar günü- ortalık mahşer yerine dönüyor. Kotor'un esas hikayesi bin küsür basamakla tırmanılan kalesi. Nitekim bir pazar sabahı güneş yükselmeden tırmandık biz de. Yavaş ve dikkatli, aşağıdaki manzaranın tadını çıkarta çıkarta... Şehirde bir çok yeme içme mekanı var doğal olarak. En beğendiklerim Stari Grad ve Bastion; elbette konumuz deniz mahsülleri. Eski şehrin biraz dışında taşlık bir halk plajı var, dağları seyrederek çarşaf gibi denizde yüzmek büyük bir keyif.

Evet Kotor'u gördüm, muradıma erdim. Şimdi zorlu bir yolculuk sonrası istikamet Tiran...

2 yorum:

ozgur dedi ki...

merhaba nisan ayinda ucakla tirana oradan araba kiralayip hemen kotor, dubrovnik, pltvice, saraybosna, mostar, virpazar, tiran yaoacagim. bu tiran yolu ve diger yollar hakkinda ipuclari verir misiniz. sinir ucretleri, kucuk ayrintilar, biz apartmenleri simdiden ayarladik. ortalama 35 euro. siz odaya ne kadar odediniz? bizde rezervasyonlari iptal edip her gitigimiz yerde oda mi sorsak ingilizce yetiyor m?

hirondelle dedi ki...

arnavutluk'ta sürücüler biraz delice kullanıyor. geçişleri otobüsle yaptım o sebeple hangi sınırda ne kadar vergi ödeniyor bir fikrim yok ne yazık ki.

nisanda düşük sezon olur fiyatlar mantıklıdır. tiran'da oresti hostel'da kotor'da bir teyzenin evinde, dubrovnik'te edie's seaview guesthouse'ta, saraybosna'da hotel seker'de kaldık.

daha fazla soru için mail atabilirsiniz, seve seve yardımcı olurum.