26.04.2012

arnavutköy'e övgü

Her ne kadar Cemal Süreya "hiçbir semtte berberin olmadı senin" dese de ben taşındıktan sonra bile eski semtime gidiyorum berbere. Dün eski semtte dar kaldırımlarda yavaş adımlar ve Rumca kelimeleriyle yaşlıların yanından geçip köhne apartmanlardan gelen nem kokularının hatırlattıklarını zihnimden uzaklaştırarak berbere vardım. İki ay olmuş, epey de şey değişmiş semtte; misal yılların muhtarı ölmüş...

Yeni semte alıştım artık. Erguvanlar ve morsalkımlar açmışken aksi de düşünülemezdi zaten. Üzgünüm Şişli seni hiç özlemiyorum, burada bir berber bulunca son bağımız da kopmuş olacak.

25.04.2012

çöle yağmur yağarmış

Gidildi ve de dönüldü. Eş dost sağolsun turist olarak gidilse ıska geçilecek çok şey yapıldı. Sağolsunlar var olsunlar. Yazıları bekleyin biraz.

20.04.2012

kemiklerimi ısıtmaya gidiyorum

Tam erguvanlar açmış, mor salkımlar coşmuşken ben 30 derece sıcağa ve kumlar ortasına gidiyorum. Bu dört günü boğaz sırtlarında yürüyerek geçirmek de güzel olabilirdi ama neyse...

İlk defa bir yere giderken sıfır hazırlıkla gidiyorum; eş dost sağolsun gezdirecekler. Dönünce yazarım merak etmeyin.

13.04.2012

deniz kıyısına övgü-2

İş için Antalya'da türüne bol rastlanan bir kongre otelindeyim. Oda bahçeye yayılmış binalardan birinde. Otelin haritalandırma sistem rezil olduğundan bahçede kaybolma imkanı doğuyor. Çiçeklerin ve kuşların arasında geziyorum iş için geldiğim yerde.
Geçen sene iki yan otele bu kez tatil için gelmiştim. O tatile çıkaran sebep yok artık hayatta, geri/yenisi gelir mi bilinmez? Buraya şimdi gelme sebebim de biraz kaçmaktı İstanbul'dan ama tam da şimdi kalmam gerekiyor halbuki. Tanrıarı güldürmek için plan yap mı demişti birisi?
Hava bu kadar güzelken çalışmamanın mutlak özgürlük olduğuna bir kez daha ikna oluyorum...

6.04.2012

deniz kıyısına övgü

Odanın pencere kenarı üçgen şeklinde bir çıkıntı. En uca yürüyünce soldan sağa körfez manzarası. Altımda çirkin çatılı binalar ve denize giden cadde. Şirketin parasıyla içtiğim rakı sayesinde yarın sabah sahilde oturup boyoz yemek istiyorum ama aynı şirket başka işlere koşuyor beni. Çalışmak zorunda olmamak mutlak özgürlük olmalı.

Bu İzmir'e değil deniz kıyısına övgü...

1.04.2012

winter is coming

Hayat darbeli matkap gibi; bunu kabul edince o titreşim, o gürültü daha çekilir hale geliyor. Bunda hemfikir miyiz? Yine de o darbeli matkap her türlü keleği atmaya hazır; asla unutmayalım. Öyle bir dönemden geçiyorum, sıkıntılıyım ve de sıkıcıyım. Bu nedenle benden bir hayır beklemeyin bir süre; zaten twitter alemine de girdim belki mecalim olursa bir iki cümle orada ederim. O zaman selametle...