Dönen pervanenin gürültüsüne alıştıktan sonra esinti büyük bir huzur veriyor. Aksi takdirde Mekong'dan gelen nem ve sinekler katlanılır gibi değil. Karşıda yemyeşil tepenin üzerinde duran sapsarı bir tapınak çok farklı bir yerde olduğumu bir kez daha hatırlatıyor. Sokaktan aynı pembeli kız pembe bisikletiyle kim bilir kaçıncı kez geçiyor. Manevra yeri tam balkonun karşısı, herhalde annesinden izin aldığı uç nokta burası.
Çevremdeki çoğu insanın bilmediği dünyanın bu noktasında huzurluyum bile denilebilir. Tek derdim akşam ne yiyeceğim. Sonraki derdim de sabah ne yiyeceğim olacak zaten. Evet hayat böyle bana güzel.
Buranın insanları usulca akan bir nehir kadar yavaş ve de sessizken ne talihsizliktir ki yaşadığım ülkenin insanları o derece sesli. Ve benim de döneceğim yer ne yazık ki orası.
Keşke Corto gibi sadece gitmiş olmak için gidebilseydim ve de gideceğim yer oralar olsaydı. Sabah uyandığım hayata da şimdi içinde bulunduğum ortama da küfrediyorum. Tek yapabildiğim fotoğraflara bakıp iç geçirmek...
2 yorum:
deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
oralarda deniz yok panpa
Yorum Gönder