7.09.2010

golden smile inn

Gözlerimi açıp tavana diktim. Koyu kahverengi, ahşap, eğri büğrü bir tavan. Duvarlar galiba beyaz ama parmak izlerini görmek mümkün her yerde. Sol tarafımda bir vantilatör çalışıyor ama bana hayrı yok; sağ tarafta ise klima beyaz bir duman üflüyor ama onun da kendine bile hayrı yok; zaten yatağın yanına da su damlatıyor. Sonra düşünüyorum: neredeyim? hangi şehir? hangi ülke? bugünün tarihi ne? niye buradayım? Koopere olduktan sonra odaya bakıyorum: sol taraftaki yatakta iki Fransız çıtır yatıyor. Daha önce hep hayalini kurduğum şey ilgimi çekmiyor artık. Onların yanındaki yataktan ise horultu geliyor. Saçma sapan bir yolculuk sonrası kendimizi buraya attığımız aklıma geliyor ve ben ilk defa saat 11'de kalkıyorum bir sabah.

Aradan 24 saat geçiyor. Bu sefer bildiğim, tanıdığım, olmak istediğim yerdeyim. 2,5 haftalık ilginç bir deneyim yaşayıp evime dönüyorum. Çünkü ilgimi çeken şeyler burada artık...

Hiç yorum yok: