Hafıza böyle bir şey değil mi? Gözden uzak olan doğal olarak gönülden/zihinden de uzak oluyor. Kullanılmayan organ köreliyor. Görülmeyen, duyulmayan insan siliniyor. Mu acaba?
Varken de pek konuşulmuyor/duyulmuyor/görülmüyorsa insan, yokken ne değişir? Burada kritik cevap "varlığı" oluyor, ben üç yılda bunu anladım. Sen kendi yolundan gitsen de aklına takılanı sormak, danışmak, bir şey paylaşmak için onun oralarda bir yerlerde olması değerliymiş.
Evet alıştığını sanıyor insan, "özlemiyorum" diyor; hatta ileri gidip "aklıma bile gelmiyor". Sonra ne olduğunu anlamadan, uzun aradan sonra bir gün "o gittiğinden beri kimseye derdimi anlatamıyorum" diye bir cümle çıkıyor ağızdan. Yine bir gün uyanılıyor, duş alıp tıraş olunup, tam evden çıkarken akla geliniyor. Yapacak bir şey yok: oturup salonda hüngür şangır ağlamaya başlıyor insan. Ve o an fark ediliyor ki o kadar çok anlatacak şey birikmiş ki; o kadar çok soracak/danışacak şey var ki...
İnsan o zaman anlıyor bazı kişilerin yeri hiç dolamıyormuş.
2 yorum:
Çok sevmiş, çok sevilmiş... Ve kendisinden harikulade bir parça bırakmış geride...
İnsanın böyle anlarda cennete inanası geliyor..
Yorum Gönder