30.12.2010

macera dolu trabzon

Senenin son seyahatini de bitirdim. Gittiğim yer de şüpesiz Türkiye'nin en kaotik şehri olan Trabzon. Kaotikliğin sebebi de mimari falan değil düpedüz insanları. Yoksa o yemyeşil doğaya o muhteşem Karadeniz müteahhitliğinin nadide parçalarını yerleştirmek takdire şayan bir olay. Kimse de beni ayrımcılıkla falan suçlamasın keza 31 yıldır Karadeniz insanı kaotikliğini hem çevremde hem de içimde yaşıyorum.

İş bitince akşam uçağını beklemeye başladım Forum Trabzon'da. Bünye hasta ve yorgun olunca bir yarım saat kadar uyumuşum koltukta, iyi geldi. Dışarı çıkınca pis bir yağmur ve boş bir taksi durağı tamamen ayılttı beni. Bilmediğim bir şehirdeyim, yol iz bilmem. Neyse hemen oradaki bir minibüs belli bir ücret karşılığı bırakmaya razı oldu havaalanına. Bu arada şöförle anlaşmamızın, bizi götürmeye ikna olmasının, acelemiz olduğunu söylediğimiz halde arkadaşlarıyla geyiğe dalmasının falan adrenalin bonusu olduğunu belirtmem lazım. Havaalanının kapısına attı bizi, iç hatlara kadar da otostopla gittik. Trabzon ellerinde nostalji!

Havaalanının içi de gayet kaotik. Bu kadar az insanın bu kadar kalabalık havası estirmesi mümkün değil başka şehirde. Ha bir de GBT yapılıyor uçağa geçerken, haberiniz olsun.

Bir yıl daha bitti. Görüşemezsek iyi seneler. 2010 iyi bir yıldı, fırsat bulursam yazarım yarın. Şimdi tek isteğim nemden yapış yapış olduğum, terin gözümü yaktığı, kıpırdamadan oturup soğuk biraları yuvarladığım, kimsenin beni tanımadığı, kimseyi tanımadığım, sokaktan harika yemekler bulabildiğim, telefonu ve interneti unttuğum bir yerde olmak. Kısmet...

6 yorum:

Herbert dedi ki...

hazır mı şakira kemeri

hirondelle dedi ki...

asıl soru şu: herbert hazır mı?

Handan dedi ki...

nerde şıkırdayacak bu şakira kemeri

hirondelle dedi ki...

herbert efendi neredeyse orada...

Herbert dedi ki...

hazır ne demek, bir haftadır takımın altında şakira kemeriyle gidiyorum işe

hirondelle dedi ki...

"meme?"