2010'a fırtına gibi girmiştim. Kırmızı koltuklara serilip, gülelim eğlenelim, yiyelim içelim konulu gecenin ilerleyen aşamalarında kendimi Cihangir'de Frankofon bir evde votka şatlarıyla cebelleşirken bulmuştum. Seneye nasıl girersen öyle mi geçer? Şüphesiz ki değil, nitekim sevdiğimiz bir yazar şöyle demiş tam da konuyla ilgili: “Yeni yılı nasıl girerseniz öyle geçirirsiniz" lafı saçmalık. Kanaatimce tam tersine, asıl bütün bir yılı nasıl geçirdiyseniz yılbaşını da öyle geçiriyorsunuz. Dolayısıyla paniğe kapılmaya mahal yok. Olan olmuş, geçen geçmiş zaten. Biz sadece sağlamasını yapıyoruz."
Eskiden, ailece yeni yıla evde güzel yemekler yiyerek girerken, televizyonda mutlaka senenin önemli olaylarını özelteyen programlara takılırdım. Artık o programlara ilgi göstermiyorum. O yemekler de olmuyor zaten. Olan olmuş, geçen geçmiş mi diyorum acaba?
Peki nasıl geçti 2010? İyiydi diyelim. Çok şey öğretti, çok yer göstertti, çok insan tanıttı. Müteşekkirim kendisine. Ve tam da bu nedenle iyi bir uğurlamayı hak ediyor...
Bundan tam 365 gün önce birisi gelse ve bugüne ait bir screenshot gösterse hayatımdan, senaryoyu gerçeğe uygun bulmaz ve kaale almazdım muhtemelen. Gel gör ki insan gayet şaşırtılmaya açık bir mahlukatmış... Bakalım seneyi bitirirken neler yazacağım buralara.
2 yorum:
Geçen yıla müteşekkirsen, gelecek yıla da olma ihtimalin çok fazladır :) Bazı-bazı hayatın roller-coaster halini alması gerekiyor, müteşekkir olabilmek için..
umarım roller coasterın burnu tepeye doğru gider bu sene de...
Yorum Gönder