Yıllarca izole yaşamış komünist küçük bir ülkenin yeni yeni dışarıya açılan başkenti Tiran. Şehrin ilgi çeken iki bölümü var: İskender Bey Meydanı ve Blloku.
Blloku komünist dönemde yöneticilerin evlerinin ve de hükümet binalarının olduğu kısım. Şimdi lüks arabaların, pahalı kafe ve lokantaların mekanı olmuş durumda. Aynı zamanda meşhur boyalı binaların çoğu da bu bölgede bulunuyor. Peki nedir bu boyalı binalar? 2000 yılında Tiran Belediye Başkanı olan Edi Rama bir sanatçıdır. Elde gri çirkin binalarla dolu bir şehir vardır. Güzel bianalar dikmeye de para olmayınca Edi abi çağırır ressam arkadaşlarını boyatır binaları rengarenk ve ortaya gayet enteresan bir görüntü çıkar. Blloku bölgesinde dikkat çeken başka bir bina ise Piramid. Enver Hoca'nın kızı tarafından yapılan ve Enver Hoca Müzesi olması planlanan bina rejimin çöküşüyle birlikte halkın yıllarca baskı altında kalmasına verdiği tepkiyle önce kongre merkezine sonra da Mumya(!) ismiyle gece kulübüne dönüşür. Şimdiyse etrafı otopark olarak kullanılan bir virane.
Eski Yugoslavya'da özellikle yaşlılar Tito'ya özlem duyarken Arnavutluk'ta Enver Hoca tamamen anısı silinmeye çalışılan bir figür. Nitekim kendisine dair tek bir ize bile rastlanmıyor. Bununla birlikte Arnavutlar için iki isim ön planda: ulusal kahraman İskender Bey ve Rahibe Teresa. Nitekim şehrin kerteriz noktası da fotoğrafta görülen heykelinin merkezinde olduğu İskender Bey Meydanı. Şu an toptan bir inşaat halinde ve etrafında İtalyan mimarisi binaları, Ethem Bey Cami, saat kulesi, opera binası ve antik dönemden 2. Dünya Savaşı sonrasına kadar Arnavutluk tarihini anlatan Ulusal Tarih Müzesi var.
Peki kimdir bu İskender Bey? Prensken Osmanlı'ya rehin verilen, Gjergj Kastrioti olan ismi savaşçılığından ötürü İskender'e devşirilen ve sonra da Osmanlı'ya karşı gelip ölene kadar kök söktüren bir savaşçı. Osmanlı ancak onun ölümü sonrası Arnavutluk'u ele geçirirken Arnavutlar da Müslüman olmak kaydıyla özerkliklerini korur. Bundan dolayıdır ki Balkan ülkeleri arasında bağımsızlık mücadelesinin önderi Mektebi Sultani mezunu isimler olan tek ülke Arnavutluk'tur.
Rahibe Teresa ise Arnavutlar ve Makedonlar arasında çekişme nedeni. Her iki taraf da Teresa'nın kendilerine ait olduğunu iddia ediyor. İşin özeti şu: Osmanlı hakimiyetindeki Üsküp'te doğan, Hindistan'da ölen, Gonca isimli Arnavut bir Katolik kendisi.
Arnavut yemekleri Türk yemeklerine benziyor. İtalyan etkisiyle bir kahve kültürü de yerleşmiş. Blloku'daki Era ve İskender Bey Meydanı'na yakın Oda Arnavut yemeklerini yemek ve rakı içmek için güzel iki mekan. Yemek isimleri de Türkçe'ye çok yakın. Ayrıca marketlerdeki sıradan ayranlar, yoğurtlar vs bizdekilerden kat kat güzel, o doğal tadını aşıyorsunuz daha kutuyu açınca. Pastanelerde de güzel çeşitler var.
Bir de tüyo: Arnavutluk'ta iki türlü teşekkür etme şekli var: Arnavutça "falaminderi" ve Osmanlı etkisiyle "eyvallah". İkinciyi kullanınca "Türk müsünüz?" sorusuyla karşılaşıyor ve zaten misafirperver olan halkın daha da sempatisini kazanıyorsunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder