Nedendir bilinmez (aslında bilinir) komşularımız hakkında pek birşey bilmeyiz. Yunanların bize ne kadar benzediğini 1999 depremi sonrası keşfetmiştik anca. Ne de olsa 3 yanımız denizlerle 4 yanımız düşmanla çevrili bir memleketiz biz. İran için de geçerli bu bilinmezlik. Aslında biraz kurcalansa İran halkıyla da ne kadar çok benzediğimiz ortaya çıkacak. Ve görülecek ki o öcü gibi korktuğumuz İran halkı Türk halkından kafa olarak daha medeni.
Doğu komşumuz karıştı malumunuz; bu elbette şaşırttı herkesi. Peki bakalım neler olmuş, kim ne yapmış diye.
İşleri karıştıran 2 hafta önceki seçimler oldu. Şimdiki cumhurbaşkanı Ahmedinecad karşısına çıkan Musevi karşısında seçimleri kaybedeceğini görünce hile ile zaferini ilan etti. İşin komiği Tebrizli Musevi'nin kendi memleketinde bile düşük oy almasıydı. Bu kadar bariz bir ketenpere sonucu halk isyan etti.
İki cephe var görünürde: Ahmenicad ve dini lider Hameney'in başını çektiği grup ve buna karşılık Musevi'nin başını çektiği reformcular. Reformcuların bir devrim başlattığını söylemek de hata olur. Evet bazı özgürlükler, reformlar istiyorlar ama sonuçta İslam Cumhuriyeti'ne karşı girişilmiş bir girişim yok. Hatta Musevi de halkın ittirmesi sonucu liderliğe soyunmuş gibi; ne de olsa kendisi İran İslam Devrimi'nde yer almış, İran-Irak Savaşı esnasında dışişleri bakanlığı ve başbakanlık yapmış bir isim.
Muhalefetin sesini kısmaya çalışan iktidar cep telefonu şebekesinden internet üzerinden haberleşme sitelerine kadar tüm yöntemleri yasaklamış durumda. Yabancı gazetelerin çalışması engelleniyor. Dışarıya çıkan görüntüler cep telefonlarından çekilip bloglarda yayınlananlar genelde. Ve insanlar ölüyor. Kaç kişinin öldüğü bilinmiyor. Bir yandan da Halkın Mücahitleri bombalar patlatıyor.
Komşu kaynıyor biz yan gözle bakıyoruz. Komşu karışıyor biz neler oluyor anlamıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder