2.05.2009

vals im bashir

Keşke sigara içseydim dediğiniz anlar vardır ya işte bu filmin sonu da bu lafı dedirtiyor; derin bir nefes alıp küfrediyorsunuz dünya politikasına ve çıkar ilişkilerine. Animasyon tekniği çok başarılı, müzikler harika. Mesela limon bahçesinde geçen sahne benim için unutulmaz sahneler kategorisindeki yerini aldı bile. Ve sonu sarsıcı filmin; animasyondan çıkıp gerçek dünyaya dönerek, "evet bu katliamlar oldu ve olmaya devam ediyor" diyor yönetmen.
Siz 19 yaşında bir er olsanız napardınız 100 metre ötenizde katliam gerçekleşirken ve size de katliama "ışık tutma" emri verilmişken? Ben sordum kendime ve ne yazıkki pek mutlu olamadım cevaptan belki de o sebeple silmiştir o anı yaşayan askerler hafızalarından bu olayı.
Bir de Yahudilerin her zaman dillendirdikleri "biz çok büyük acılar çektik, Filistinlilere yaptığımız ne ki?" bahanesi hissettiriyor filmde kendini. Bunu da Nazi göndermeleri ve Auschwitz anıları olarak görüyoruz.
Filmi seyrederken Lübnan İç Savaşı ve Sabra ve Şatilla Katliamları hakkında az çok bilgi sahibi olmak işinizi kolaylaştırıyor yoksa "şimdi İsrail niye girmiş ki Lübnan'a?" "niye Hristiyanlar Filistinlileri öldürüyor?" "Bashir kim?" gibi sorular karıştırabilir aklınızı.
Mutlaka izleyin, izlettirin.
Not: Rachel Corrie'yi aklıma getirmiştir filmin sonu.

Hiç yorum yok: