
Agos'un orada olduğunu o güne kadar bilmiyordum, her görüşümde farklı düşüncelere daldığım Beyaz Adam'ın da Hrant Dink ve kardeşlerinin olduğunu. Ayakkabılarının delik olduğunu bilmediğim gibi. Sağolsunlar öğrettiler. Ben pazar akşamı geri döndüm o da törene katılmadı.
Adım benzer bir olaydan geliyor benim. Babamın en yakın arkadaşını vurmuşlar Beyazıt Meydanı'nda, adı da bana verilmiş. Ama kaç çocuğa Hrant adı konulabildi ki bu 3 yılda? Kaç Ermeni kaldı ki? Neden kızı bu satırları yazmak ihtiyacı duydu ki?
"Dayanamadım, babam öldürüldüğünden beri hiç hissetmediğim bir coşku hissettim ve oynamaya başladım. Göbek attık o gece biz babamla Hrazdan Stadyumu’nda karşılıklı. O günden, 19 Ocak’tan beri gözümün önüne gelen bütün görüntülerde babam yüzükoyun kaldırımda. Ayağa kalktı babam kısa süreliğine, Hrazdan Stadı’nda, 6 Eylül akşamı. katılmak için. Davet sahibi yine babam. Bir keyifli, bir keyifli. Açmış kollarını iki yana kocaman, sanki kucaklayacak herkesi, bütün stadyumu. Ararat’ın düğünündeki gibi, Agos’un 10. yıl gecesinde oynadığı gibi, gözümün içine baka baka, o sahanın göbeğinde oynadı da oynadı. Gözleri dolu dolu. Bir Ali’ye sarılıyor, bir Tuba’ya, bir Salpi’ye, bir Dikran’a, bir Gül’e, bir Sarkisyan’a. ‘Rüyası’nda buluştuk babamla Hrazdan Stadı’nda o akşam. Sarhoş olduk sırf umuttan, bir damla alkol bile almadan. Umut yolculuğunun bir durağında buluştuk."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder