13.01.2010

memleket nere kardeşim?

Benim hep bir aidiyet sorunum oldu. Nedense hiçbir oluşumun içinde hissedemedim kendimi ve hiçbir yere de ait. Kendimi birşeyler üzerinden değil de kendim üzerinden ifade etmeye çabaladım. İstanbul doğumluyum, İstanbul'dan kaçmak istiyorum; babamın memleketini hiç görmedim ve görmeye de zerre niyetim yok, tek kendimi yakın hissettiğim topraklar onun yattığı yer -zaten benim mezarım da orada olacak, bu iyi haber-; 10 yılın üzerinde bir süre Bursa'da yaşadım, şeytan görsün oraları diyorum; ilkokulda geçen dört senem cehenneme eşdeğerdi; altı sene okuduğum üniversitenin önünden geçmek istemiyorum, iş için gittiğimde de o gri binaları görünce içim kasılıyor; yüksek lisans yaptığım üniversiteyle alakam olmadı; bir tek lise yıllarımı, okulun bahçesini, kocaman çınarları, basket maçlarını, aşık olmalarımı güzel bir şekilde anımsıyorum-güzel geçen bir 7 seneymiş demek. En iyi arkadaşımın da lise yıllarından kalma olması bunu destekliyor zaten.
Okul bitti meslektaşlarımdan nefret ettim, mesleğimi yapmadım hatta mecburiyetten meslek odasına kayıt oldum, ne iş yapıyorsun sorusuna genelde "reklamcıyım" diye cevap veriyorum hala; tükürmüşüm ilaç sektörüne... İşte de iyi bir profesyonel olmaya çalışıyorum: elinden gelenin en iyisini yap ama işten çıkınca herşey orada kalsın. Evet doğru tahmin, kendimi şirketin bir parçası olarak göremiyorum.
Bir partiye, derneğe, sendikaya üye olmadım. Ama sempati duyduklarım oldu, 1999'dan beri oy verebileceğim her seçimde oy verdim. Bir takım tutuyorum ama o da baba yadigarı, maç izlemek için eş dostla gidiyorum maçlarına; ama futbol izlemekten en çok zevk aldığım dönem İstanbulspor tribünlerinde geçen 2003-2004 sezonuydu mesela.
Ama dönüp dolaşacağım bir evim olmasını istedim hep o da oldu şansıma. Bunun sebeplerini düşündüm uzun süre. Bir kere böyle bir rol modeliyle büyüdüm ben; onun gibi yaşamak istedim, umarım yaşarım. Bir de hani kuşaklar ötesinden gelen bazı miraslar vardır: sonuçta anne tarafında Mübadele'de buralara gelmeyip Amerika'ya kaçan ve Büyük Buhran'ı Chicago'da geçiren, baba tarafında da Yemen cephesinden firar edip Topal Osman'a biat eden birer büyükdedeye sahibim.
Bugün toplantı ertelenip bendeki iç sıkıntısı da devam edince bunları yazasım geldi; yorumlarıyla beni yerden yere vuracak arkadaşlara selam olsun...

4 yorum:

Horatio dedi ki...

amanin!

Duella dedi ki...

ahaha!
sana ilgi fazla gelmis.

indirdigimiz yerden cikarmayi da biliriz, bi don de sen:)

Sinan AYHAN dedi ki...

İnsan bir süre uzak tutuyor her şeyi kendinden ve kendini her şeyden.

Her ne kadar buna ihtiyacı olsa da, bu tutum uzun sürdüğünde, istese de bir dahiliyeci zor bulunuyor o saatte.

Ben gittim oralarda bi halt yok : )

earinna dedi ki...

Merak ettim büyük dedelerinizin hikayelerini. Keşke birgün onları da yazsanız.